Monday, January 31, 2011

yağmur,çamur hikaye / don't be afraid of rain

Şahsen kendilerini ugglardan daha fazla sevdiğimi ve tuttuğumu söylemeliyim, zaten bunu 2007'de hemmencecik almamdan da anlayabilirsiniz;) Neden mi bahsediyorum : renkli yağmur botlarının muhteşem geri dönüşünden tabi ki!
Aklımaa nedense ilk gelen çöpçülerin giydiği sarı renkte olanlarla, çocukken giydiğim kırmızı- yeşil (karpuz gibi:)) renklerindeki botlarım geldi! vayy be..ugglar gibi premature değiller, çocukluğumun izlerini taşıyorlar!
Giyin çocuklaşın! zaten yağmurda sulara şakadana şakadana basıp yürüme özgürlüğü çocukluğu da otomatikman getiriyor..Hatta ben bir keresinde Abant'ta giymiştim, çizmelerim karda çok su çekince, kaymıyor ama ayakcağızlarınız donmadan önce vukuu bulan tatlı bir uyku uyuşmasına geçiyorlar-karda giyilmesini hiç tavsiye etmiyorum yani:) Neyse, bu sizin yağmur botu giyip çocuklaşmanıza engel değil, hatta bu karda giyme işi konumuzla aslında hiç alakalı değil:)
Çocukluğumuzun lastik çizmeleri! Tabi ki o zaman ki lastik çizmelerimiz bu kadar moda ya da bu kadar renkli, şık değildi; genelde kırmızı ya da siyah üzerine puantiyeli olurlardı. Şimdiyse her rengini, her tür baskıda olanını bulabilirsiniz. Hatta kokoş arkadaşlarımız için krokodil kabartmalı ve topukluları bile mevcut.
Skinny jean, tayt üzerine rahatça kombinleyebilirsiniz; yok ben daha feminen, şık, cool, sexy, havalı olacağım derseniz kısa şort, etek ve elbiselerle üşümeden bu istediklerinizin tamamı olabilirsiniz. Benim tercihim, skinny jean ile kullanmak şahsen. Elinizde şemsiyeniz (olabiliyorsa mutlaka uygun renkde), ayağınızda botlarınız, yağmur altında modunuza göre, romantik ya da depresif yürüyüşler yapabilir; modunuza uygunsa hoplayıp zıplayabilir, ıslanmaktan korkmadan sulara şap-şap basabilirsiniz;)


manava uğrama zamanı / its time to collect all wooden boxes

Efendim son günlerde daha bol meyve/sebze tükettiğinizi, dolayısıyla da mahallenizdeki manavla/rla şimdiye kadar çoktan ahbap olduğunuzu varsayarak bu post'u yayınlıyorum. Hep kendimiz için mi birşeyler yapacağız, biraz da evimiz için enteresan ve şirin birşeyler yapalım. Şimdi "manavla konumuzun ne alakası var" sorusunu soruyor olmanız muhtemel. Acele etmeyin, açıklıyorum : İlk manav ziyaretinizde manavdaki boş kasalar istenir. Manav vermeye yanaşmazsa kasa içindeki mandalin ya da portakallarla satın alınır. Ama bir kasa yetmiyor. Bu operasyon evde 10 kasa olana kadar değişik meyve veya sebzeler kasa kasa alınmaya devam edilerek nihayete erdirilir. Kasa biriktirme de hedefe ulaşılınca zımpara yardımıyla kasalar temizlenerek "çiççek" gibi yapılır. "Yaa napıoruz biz?" demeyin. Yooo..delirmedim de..sadece yazlığımıza ya da evimizin veranda duvarına dekoratif raf yapıyoruz:)
Ne? Nasıl mı? Aşağıdaki foto.ya baktığınızda ne demek istediğimi "şıpıdadak" anlayacaksınız;)
Şahsen ben bahçeye annem yazın süs kabaklarını dekoratif bir şekilde kurutabilsin diye bunu yapmayı düşünüyorum.

oda var, oda var / bedroom, that's it!

oda var, oda var?! di mi? yani bir yatak odası gri olup bu kadar mı güzel olur kardeşim? Sadeliğine, odanın ışığına, derinliğine, yataktaki yastıklara, raflara, kitapların dizilimine kadar herşeyine hasta oldum!


olmazsa olmaz-2 / must have! (2)

İlkini 20 Ocak'ta yayınladığım Çanta Dosyası'na devam ediyoruz. Ayakkabı da olmazsa olmaz ama çanta daha kronik bir durum, uyum, model, okasyon ve benzeri diğer ayırıcı özelliklerinin tümünden sebep..Dün Semo'şla kahvaltıda salyalarımız aka aka Furla, Marni ve Ferragamo muhabbeti yaptık! Dışarıdan biri görse "ayy bunlar memleket kurtarma işine girmiş" diye düşünebilirdi-yani o kadar ciddi tartışıyoruz, tahmin edin işte;) 
Buyrun efendim yeni lokumlar :

Pazartesi / Monday

Şükür Pazartesi sendromu olmayanlardanım, haftanın değişik günleri sendrom sahibi olabildiğimden olsa gerek:) ama sorun yoksa güne gülerek başlamayı seçiyorum, radyoda da iyi müzik varsa değmeyin keyfime! 2011 geldi geliyor derken ilk ayı'nı bugün bitiriyoruz. Umarım yıl herkes için iyi başladı. "Muhteşem geçti" diyebilelim..ayy yine ne çok konuştum! Oysa sadece "Günaydın ve İyi haftalar" demek istiyorum;)
Işıl ışıl, gülümsemelerle başlayan, kahkahalarla dolu olan, kolay ve rast giden bir hafta ve yeni bir ay diliyorum, sevgiyle hoşça olun..

Saturday, January 22, 2011

saat kaç? / tell me time

İnsanın böyle bir saati olunca, birisi sormasa da sürekli saati söyleyebilir:) Bu saati sevdiyseniz Beymen-Blender'da bulabilirsiniz..


Yalnız bu saat, "stock out" görünüyor:(  Belki diğer popüler Nixon modellerinden beğendiğiniz olabilir, fiyatları 85-160$ aralığında..

ayakkabınızı değiştirin / update your old shoes

Ayakkabınızdan sıkıldınız mı? Çok mu tekdüze? O zaman buyrun Fransız Vogue'un patronun giydiği ayakkabıyı çok ucuza sahip olun, hem de yeni bir ayakkabınız olsun-hem de çokk trendy;)

İstanbul Fashion Week

İstanbul Fashion Week ve ona bağlı olarak 40Gün+40Gece alışveriş şenliğine az zaman kaldı. "Cinderalla for a night, buy your shoes before midnight!"

3-6 Şubat arasında Santral İstanbul'a uğramaya çalışın.. (http://www.ifw2011.com/)

bayıldım / adore it!

Arkadaşlar, şu ceket'i gören duyan varsa haber etsin-tek kelime ile bayıldım! Topshop'mış ama sanırım 2010 Bahar'dı:( Miu Miu gibi duruyor ama ondan bile daha iyi! Bu arada ilk iki fotodaki ceket diğeriyle aynı değil, ilkinde normal kuş, ikincisinde ise kırlangıç deseni var-ama tarz ve renkler aynı.. Herhangi birine tavım, bilginize ;)

Sanırım artık "kuş"desenini kelebek'den kadar seviyorum..Çiçek-Kelebek-Kuş-Fil..hahahhaha Zeyzey'in Çiftliği modeliyim:)
"Takma kafana tokadan başka"..zaten bana tokka dışında bişi de yakışmıyor:( her zamn çok heves etmeşimdir, bere ya da şapka takayım diye ama yüzüm küçük, burnum büyük olmuyo güzel:) aşağıdaki örnekleri çok sevdim. bana olmadı ama belki size ilham kaynağı olur.