Tuesday, April 26, 2011

yerçekimi mi? o da ne?

Bu sabah güne tatsız başladım ama gülerek..nasıl mı? ayakkabım kaydı, düştüm ama o kadar komik düştüm ki, boylu boyunca uzandığım yerden kahkaha atmaktan kalkamadım! İşin enteresan tarafı sabahın 7:15'inde etrafdan nasıl oldu da o kadar çok kişi koşup "bayan iyi misiniz? yardım edeyim mi?" (birde İzmir'lilere ehlikeyf derler!) demesi mi yoksa karizmamın çizilmesi mi bilemedim..Bildiğim tek şey: yerçekimini hiçe sayarak, yerden yükselme rekorunu egale ettiğimdir! Yani normal bir insan evladı ayağı kayınca yerden bu kadar mı yükselip sonra yere çakılabilir kardeşim?..pess yani! Düşmem bile aksiyonel! ahhh ahhh acıyan kolum, moraran bacağımı hiç söylemiyorum hiç..Allah'tan elbisem yırtılmadı :) (mal, canın yongasıdır:) eikikiiii)
Bu arada aşağıdaki elbisem dün akşam yine Küçük Sırlar dizisinde giyilmiş! Genelde önce ben sonra onlar giyiyordu bu sefer zamanlamam kötü olmuş. Bu arada nasıl oluyor da ben ne giyiyorsam, orada da birileri tarafından giyiliyor-böyle giderse yakında dizinin moda danışmanlığına aday olacağım:)
 Ceket : Club Beymen
Elbise : Say
Saat : Swatch
Çorap : Calzedonia
Ayakkabı : 9 West
(Bu arada elbise ve çorap lacivert)

sade ama düz değil / simple but cool!

Değişik şeyleri denemeyi ezzelden evvelden sevmişimdir..son zamanlarda bu huyum kıyafet ve ayakkabı seçimlerimi de etkilemeye başladı! Ya farklı şeyleri satın almak istiyorum ya da mevcut kıyafetlerimi kesip biçip farklı birşeyler oluşturuyorum..Mesela aşağıdaki elbiseler gibi elbiseleri almayı tercih eder oldum artık-sade ama düz değiller:)
omuzlar ve beldeki fiyonk, olayı birden değiştirmiş! Paris yapmış yapacağını yine..
elbise dümdüz, ama 2 cep olayı koparmış!
şeritler-şeritler-şeritler!! çok seviyorum çok!
şerit biye..sizce de harika olmamış mı?
şerit fermuar! Allahım hem fermuar hem şerit detayı..en zayıf noktam;)
şıkır şıkır bir şifon elbise üzerine sıradan bir gri kazak giymek aklınıza gelmiş miydi? ve sonrada o kazağın üstüne elbisenin kemerini bağlamayı düşünür müydünüz?
sıradan bir elbise, farklı renkli bir astar;)
2 elbise varmış gibi..
favorim bu..fuşya var, gri var, farklı parçalar birleştirilmiş..ee daha ne olsun;)

hastasıyız detayların! / georgeous details!

Hastasıyım detayların! 1-2 ufak hareket, farklı bir renk, kurdela, dantel, neyse işte o,  bulunduğu şeyi birden değiştiriyor, sanki bir peri gelmiş ve sihirli değneğiyle dokunmuş gibi.
kasketdeki ponponlara tikkat:)
bu saat işi süper! kesin yapcam;)

eskiyen saat kordonunuzun yerine hoş birşey bulamadnız mı? Buyrun örgü derilerden alın, bileklik kordon yapın;)

® Zara

Genelde almak istediğimiz giysilere lookbook'lardan ya da mağazalardan bakıyoruz. Bununla beraber, kendi adıma söylemem gerekirse, mağaza ya da katalogda gördüğüm kıyafetleri sokakda birinin üzerinde gördüğümde benim için daha etkileyici ve "gerçekçi" oluyor mevzuu..şu cümleleri hepiniz bir kez mutlaka söylemiş ve duymuşuzdur : "hıımm çokk güsel olmuş, ben de alayım" ya da "ayy..bu elbise ben de nasıl korkunç durmuştu, kız uzun tabi güzel olmuş!" "şekerim ya, ne güzel olmuş bu etekle bu gömlek, şahsen bunu rafta görsem mümkün değil almazdım, bırak almayı bakmazdım bile..şimdi fikrim değişti, sence de sakıncası yoksa yarın ben de bakayım şunları bii-umarım bedeni kalmıştır"
Bu kadar lafı niye mi söylüyorum? Bakarmısınız aşağıdaki fotolara, tanıdık değil mi..evet şu an hepsini Zara'larda bulabilirsiniz! Bu renkleri nasıl kombinlerim diye düşündüyseniz, bunlar tam sizlik;)


Daha fazlası için tık tık : http://mysilkfairytale.blogspot.com/

Monday, April 25, 2011

Bahar geldi, hoşgeldi-2

Resmen geldi Bahar İzmir'e, tralalalalla tralalla..Hal böyle olunca insanın içinden geliyor rengarenk giyinmek;)
Bu arada en sonunda "kuş"lu bir elbise alabildim-farkettiyseniz, burada bulamayınca internetten sipariş verdim vee orada da balım devreye girdi, %50 indirimden aldım elbiseyi..tralalala olalala, tralalala olalala, saat 20:12 ve ben balkonda incecik hırkayla size bu post'u yazıyorum ve üşümüyorum:) Bahar geldi o-la-la!
Ceket : Bershka
Elbise : Dorothy Perkins
Saat : Swatch
Ayakkabı : Mango
yaa tombişim yaaa :( off pofff..

Sonunda buldum! /Finally, I found!

Cannıımm emektar rahat, spor ve şık ayakkabılarım çok eskimişti ama bir türlü ona benzer bişi bulamamıştım. Nedense tahta topuklu siyah ayakkabı yok! Yani her siyah ayakkabı şık mı olmak zorunda kardeşim? Şık olanlar genelde ince topuklu oluyor ve ben onlarla tüm hafta sonu lambur lumbur yürüyüp, koşturamıyorum:(
Makus talihim bu haftasonu değişti..Mango'ya bir çanta bakmaya gitmiştim ki, bu ayakkabıları buldum! Topuğu ağaç değil ama tabandaki krem rengi şerit ayakkabıyı (espadril aslında) sporlaştırıyor, zaten dolgu tabanda..ooo değmeyin keyfime yani..Neye niyet, neye kısmet hesabı en sonunda ulaştım muradıma! Eee dememişler boşuna "arayan belasını da bulur mevlasını da" diye..fiyatı mı? 79-TL.
Yeni cicişlerim..

inovatif yaklaşım! / what a bright idea!

Flormar 417'nin rengini ararken aşağıdaki inovatif yaklaşıma rastladım! Süper bişi bence, en kısa zamanda denicem;)
"Yapılışına gelince bir bardağa biraz alkol koyuyorsunuz.Gazateden de parmağınız kadar küçük parçalar kesiyorsunuz.Daha sonra tırnaklarınıza açık renk bi oje sürüp kurumasını bekliyorsunuz kuruduktan sonra tırnağınızı alkole batırın ardından kestığiniz küçük gazete kağıtlarını üstüne yapıştırın biraz bekleyin ve yavaşça kağıdı kaldırın.En son üstüne cilanızıda çektiniz mi işlem tamamadır.Umarım beğenirsiniz:) Baskı yapıldıktan sonraki
halii de böyle oluyor."


sinemvsinem.blogspot.com'dan aynen aktarıyorum :

Flormar 417

Tanıyanlar bilir ya kırmızı, ya mat pembe ya da rakı beyazı ojeden başka birşey kullanamazdım, kullanmazdıımm taa ki onu görene kadar! Flormar 417'den bahsediyorum! Ya bir renk hem bu kadar marjinal (benim için) hem de bu kadar güzel nasıl olabilir? spor kıyafetlerle giy-yakışıyor, şık kıyafetlerle giy-yakışıyor, pembeyle, siyahla, beyazla ama ama her renk kıyafetle uyumu harika! Şiddetle tavsiye ediyorum.
Yalnız şöyle bir yan etkisi var, kendisini kullanmaya başladıktan 1 hafta sonra koyu lacivert, kopkoyu yeşil ve bir de siyah oje alıp kullandım:) Yani bünyeniz kaldırmaz felan, şimdiden sööliimm;)

simple and chic

İşe giderken "kot" giyme fikrini her zaman sevmişimdir..Bu kombini de görünce, ne kadar güzel durduğunu da bir kez daha hatırlamış oldum..
Bu arada yandaki çiçekler de ne hanımefendi? Yoksa bugün doğum gününüz mü? :)
"Şarap tadında ,her sene daha da güzelleşen canım dostuma mutluluk ve güzelliklerin tamamını diliyorum, iyi ki varsın!"

Sunday, April 24, 2011

Baskın renklere selam, yola devam : Neon

Geçen Bershka'ya girdim vee beynim bloke oldu, color block'dan sonra:) her raf her kıyafet cıvıl cıvıl..yaaa ben yine 20 yaşında olmak istiyorum,çıtırık çıtırık giyinip çıkayım istiyorum sokaklara. 2 dakikadan fazla dayanamadım ve 2 tane rengarenk ceket aldim. Ertesi günde hemmencecik giydim..bu arada kotum belimde kemerle durmazken şimdi zor giyiliyoo:(  çokk mutsuzum çokkk..benle yeme aşkımın arasina bir kara kedi girmeli, acilen ayrılmalıyız! Yoksa halim haraapppp:( ayrıca acilen makyaj yapmalı, acilen saçlarımı da kestirmeliyim-zira ya elimle ya da tokayla bastırmak ya da düz fönle hepten etkisiz hale getirmek gerekiyor yoksa bonusgillerden beter oluyorum!!

Ceket : Bershka
Tshirt : Zara
Jean : J Brand
Ayakkabı : Divarese
Çanta : Mango

eski dost / old friend

Bugün, Tansaş'a gitmeyi üşenip Mahalle marketine gittim, Uno'mu almaya..kasaya geldim bir taraftanda telefonla konuşuyorum..O da ne? hemen jet hızyla telefonu kapatıp "ayyy bir tane solo test alabilir miyim?" dedim kasiyere..Evet! Çocukluğumıuzda her evde karşımıza çıkan, "solo" oynanan, sizi saatlerce o küçük yuvarlak tabla ve piyonlara piskopatça bağlayan oyundan bahsediyorum.
Sanki yıllardır görmediğim bir dostu görmüş gibi hissettim. Nasıl mutlu oldum anlatamam..Yine eski günlerde olduğu gibi solo test oynuyorum. Marketten döneli 3 saat oldu, daha yemek yemedim, oturduğum koltuktan da kalkmadım-oynuyorum:))

Henüz "bilgin" (1 piyon kalırsa) olamadım-ilk oynadığımda ise "normal" çıktım neyse ki (5 piyon kaldı)..Allah'tan 9 piyon kalmadı da "Beyinsiz" olmadım:) Bu arada farkettimde parmaklarım kalın geldi piyonları oynatmakta zorlandım..eee en az 25 sene geçmiş tabi- oynadığım zamanların üzerinden;)

23 Nisan

Beklenen Bahar 21 Nisan öğleden sonra itibariyle İzmir'e geldi.. Rüzgar kesilince, 23 dereceye varan sıcaklık anlamlı olmaya başladı. Bugün de hava ve Kordon harikaydı yine..Ayy sanırım artık İzmir'i sevmeye başladım:)
Kordon saat 11'den itibaren dolmuş, ama yine ballı insan modeli olarak bomba bir yerde park yeri bulmayı başardım, başladım Zafer Anıtı'na doğru yürümeye başladım. 23 Nisan coşkusuyla her yer cıvıl cıvıl..anıtın önünde fotoğraf çektirenleri görünce kıskandım ben de rica ettim bir genç grubundan fotomu çekmelerini.."Abla Eren çeksin o iyi çeker, Tuba'da fena değil" neyse Tuba aldı makinayı "anıtta çıksın mı arkada?" "Evet lütfen" gruptan biri "o zaman alttan çekmelisin" ben hemen atladım "olmaz olmaz, şişman çıkarım sonra" gruptan biri "abla ya seni dibinden de uzaydan da çekseler sen kilolu çıkmazsın, inceciksin!" Tatatattammm, ayyy sen ne tatlısın ufaklık diyesim gelse de tam boyle demeyip "adın ne senin?""Sinan""Sinan seni cok sevdim, gel beraber çekilelim" Sinan'da dünden hazırmış ışınlandı yanıma, gruptaki digerleri ben de ben de derken hep beraber bir fotograf cektirdik. Lise de olmak, genc olmak guzel yaaa..sen hayat gulunce, hayatta sana guluyor sanirim..

Tshirt : Zara
Mont : Zara
Pantolon : Next
Çanta : Younique
Ayakkabı : Desa


Tabiiki gun boyle bitmedi. Ogle Reyhan Pastaneslne gittim. Yan masaya kim otursun? Ender Sarac! Bu haftada sirf kendisinin zayiflama yazilarindan dolayi Posta gazetesi almisim, yakinen takipteyim yani kendisini:) Neyse efendim simdi siki durun, niye o zayif-ben degilim? Ben meshur portakalli cikolatali Polka pastasinin yaninda sade kahvemi iciyorum. Diger masa cay..sonra ilave siparisler, iki masaya da bitki caylari ve cay tabagindaki ikram kakaolu kurabiyecik..ardindan garsonla yapilan 2 ayri dialog : "Kurabiyeyi alabilirsiniz"..Ben "bu kurabiyeden birkac tane daha alabilir miyiz?" Yani ne denir bunun uzerine..durum belli:) Sonra bu sabah annem sms atar tabi : "Posta al, zayiflama kitapcigi veriyor-Ender Sarac'in" :)) Aksam uzeri eve tam girdim. Ozo aradi, senin su antikaciya gidelim diye..tamam diye atladim, hava hala sicak acaip parmakarasilarimi giyesim geldi..sonra dedim "ya istiosam giyeyim" giydim de..Izmir'in en cok busunu seviyorum. Ne istiorsan yap! Ozgurluk dibine kadar! Yani ben sezonu dun actim, Izmir Bahar'a cok hizli giris yapti bilmiyorum artik Yaz'a nasil gireriz;)
Ceket : LTB-Waxed
Terlik : Twiggy

Saturday, April 23, 2011

Nuxe'dan Réve de Miel® Shampooing Soin

Rejoice mentollü şampuanı bulmak zorlaşınca yeni şampuan arayışlarına girdim. Palmolive ve Blendax'ın nane özlü şampuanından sonra Babe'den 2 şampuan denedim. ama en sonunda  Nuxe'un Réve de Miel® Shampooing Soin (Bakım Şampuanı)'da karar kıldım! Tek kelime ile harika! Saçın kolayca taranmasını ve parlamasının yanı sıra kokusu da bir harika!! Şiddetle tavsiye ederim;)
Kutusunun üzerinde yazanlar:
Tüm saç tipleri ve özellikle çevresel faktörler, fön, boyama ve diğer kimyasal işlemler nedeniyle güçsüzleşen saçlar için günlük besleyici bakım şampuanı. İçeriğindeki Bal Özü saç tellerini besler, Ihlamur yatıştırır, Buğday Proteini hacim kazandırır, Çiçek Özleri düzenler ve canlandırır.
 tam seri isteyenler için :





Friday, April 22, 2011

hayırlı cumalar :) / happy friday


Bu fotoğrafları bir blogda görmüştüm, sonra blogun izini kaybettim:( Harika bir blogtu-umarım tekrar bulabilirim..