Tuesday, May 8, 2012

Paris Notlar II - Yiyelim İçelim

Evet devam ediyoruz..Yemeklerimizi afiyetle yedik-peki nerede kahve içelim? pasta yiyelim? Önce en sevdiğimden başlayacağım anlatmaya Zero de Conduité..Yine St.Germen'de hatta L'entrecote'a yürüme mesafesinde bir bar ama öyle sıradan bir yer değil. İçeride sadecek içecek var. Alkollü ya da alkolsüz kokteyler var. Bir de tabu, uno gibi oyunlar var içeride..ama oyuna sıra gelmiyor, tüm bar halkı garsonların yönlendirmesiyle toplu oyun oynayıp, kıkırdıyor. Biz Fransızcamızdan dolayı kendimiz takıldık:) ama asıl bomba bu değil. Asıl bomba konsept! Şimdi içeri girince masaya menüyle beraber beyaz tahta ve tahta kalemleri de geliyor. Haklı olarak şaşırıyorsunuz. Hikaye şu: menüdeki tüm içki isimleri çizgi film karakterlerinin isimleri. Sipariş vermek için karakterleri siz verilen tahtalara çizmek zorundasınız. Çizemezseniz içecek yok:) Zira bizim masa yeteneksiz olduğundan ya çizimi kolay içecekleri seçtik ya da telefon aracılığıyla google'dan kopya çektik:)
İris'im komplike kopya çekerken;)
bu da benim seçimim-sırf çizimi kolay diye seçtim:P 
biberonla içmek gerçekten zormuş-anneler bence çocuklarınızı fazla hırpalamayın biberondan içmek istemediklerinde-halden anlayın;)

Cafe des Deux Moulins
Vee..diğer en çok sevdiğim kafe, Amelie'nn çekildiği cafe:) çok ciciydi-mutlaka uğrayın. Metroda Blanche durağında iniyorsunuz. Dışarı çıktığınızda sağ karşınızda meşhur Moulen Rouge çıkıyor. Oraya yürümeden hemne sağdan yukarı doğru çıkmaya başlayın, ileride solda:)
Fiyatlar çok korkunç değil. Spesyel oalrak krem brule ile kahve menüsü tavsiye edilir;)
Yol üstünde olunca, sizle de paylaşmadan geçemedim;)

Café de Flore
Bir diğer güzel ama çok pahalı bir yer! Hewingway ve bir sürü ünlü yazarın uğrak yeri olan Paris'in en eski cafelerinden biri-zaten en büyük rakibi hemen yanındaki café des deux magots..Flore'da sadece bir kadeh şarap içmenizi tavsiye ederim-en ucuz şey o zira:)
Biz menüde kek'i 4€ görünce, içerideki vitrinden seçim yaptık o da bize pahalıya patladı! Menü ingilizce olsaydı bu golü yemezdik muhtemelen:) Ama yok benim için para sorun değil diyorsanız seçimim olan 'tour de babel' adlı pastayı deneyebilirsiniz-tek kelimeyle mükemmeldi kendisi! Ekler, bizdeki 'ekler' bir numarası yoktu:) sadece daha az şekerliydi.
krema, krokan, çikolata ve fındıktan oluşuyor:)
Bunu da hatıra olarak sonsuza dek saklamak istediğimizden görüntüledik! 4 santimetre kare büyüklüğündeki minicik bir pasta dilimine 12€ yani 30-TL(!) verince pek unutamıyor insan:S

Vee sonuncusu Buddha Bar :
PAris'in en sevdiğim caddesi olan Saint Honoré'deydi. Buraya giderseniz çok yanındaki Hotel Costes'e de gitmeden dönmemenizi tavsiye ederim. Zira Costes'in albümleri de en az Buddha-Bar kadar popüler, ama zaten otel başlıca görülmeye değer..ayy bir de yine bu caddeye yakın Montaigne var-orada da Plaza Athenee var hani Sex&The City'de Carrie'nin kısa bir dönem yaşadığı süper lux otel:)
Neyse gelelim Buddha-Bar'a..çok pahalı değil, ambiyans ve müzikler harika! Biz oradayken Sezen Aksu çaldı-böyle milliyetçi duygularımız felan kabardı, daha bir sevdik kendisini:D


No comments: