dün gayet normal başlayan gün, akşam sahilde spor yaparken bir kadının bisikletle bana çarpmasıyla enteresan gelişti..Güne: mutlu, hayallerime ulaşmak için neler yapmalıyımı düşünerek, 'ümit'le ama içimde garip bir sıkılmayla başlamıştım. Günü: sağ dizimde 5 dikiş, bolca kan akışı, Pazar'a kadar yatak hapsi, iyi gün ve kötü gün dostlarımı tanıyarak tamamlamış oldum!
İyi tarafı : kimseye sinirlenmedim, ağlamadım, çok fazla olaya takılmadım-(ki bu benim gibi Başak+Aslan karışımı bir şahsiyet için oldukça zordur:))hatta çarpan kadını bile fırçalamadım. Ödül ve Alper'i bir kez daha çok ama çok sevdiğimi anladım. Meltem'i düşündüm ve onu özlediğimi farkettim.
Kötü tarafı ise bazı şeyleri ARTIK unutmak zorunda olduğumu, büyüdüğümü, hayallerle gerçek dünyanın farklı olduğunu kesin ve kesin, hiç bir bahane arkasına saklanamadan, hiçbir ümide sarılamadan KABUL ETMEK zorunda kalmam oldu! O kadar inatçıyım ki nasıl oluyor da OLMAYACAK şeyler için bile bu kadar korkunç bir efor harcayabiliyorum-akıl alır gibi değil?
Tüm dünya beni ayaklarımdan, sırtımdan, oramdan buramdan çekelese de ben iki elimle sımsıkı sarılabiliyorum-o bırakmak istemediğim şey her neyse!
Neyse boşverelim ciddi şeyleri, şu an yaralı ceylan modunda oturmam espriden-eğlenceden mahrum kalmamızı gerektirmez;)
Şu fotoyu da uzun boylu bir arkadaşıma çektirmesem iyiymiş..üstten basık, pigme tadında olmuş fotom:/ Bu arada pantolon acaip rahat-Zara Woman'da Jacquard Loom Trousers diye geçiyor. Şiddetle öneririm;)
(vayy be nasıl konudan konuya atladım-zırtt diye..tebrik ederim kendimi:))
1 comment:
"Ödül bu yazıyı çok beğendi..." Ben de seni seviyorum canım arkadaşım. Keşke istanbulda yaşasaydım da sana bakabilseydim..
Post a Comment